Ofiste Sağlık
Sağlıklı ve daha verimli çalıșmak için, ortamın doğru kurgulanması önemlidir.
Çünkü, çalıșanların soluduğu havanın niteliği, aydınlatma ve akustik kalitesi, doğru ve sağlıklı oturmaları, farklı çalıșma biçimlerini destekleyecek ürünler kullanılması gibi etkenler çalıșan mutluluğunu ve motivasyonunu destekler.
Ekipman ve malzemelerin güvenli ve uluslararası normlara uygun üretilmiș olması, ofis yașantısında sağlık problemleri gibi negatif koșulların olușmasını engeller.
Uluslararası sağlık normlarına göre kurgulanmamıș çalıșma alanlarında, kullandığımız masadan, oturduğumuz koltuğa, hatta soluduğumuz havaya kadar birçok alanda kimyasal tehlikelerle karșı karșıyayız!
Ofislerde kullanılan mobilyaların sağlık standartlarına sahip olmaması, çalıșanları sadece anatomik açıdan değil, aynı zamanda kimyasal ve fiziksel açıdan da doğrudan negatif yönde etkilemektedir.
Malzemelerde kullanılan boyalardaki kurșun vb. kimyasal zehirlerden, yapıștırıcılarda kullanılan serbest formaldehit oranına, kumaș ve sünger gibi malzemelerden havaya karıșan ve solunan çeșitli kimyasallara kadar birçok etken insan sağlığını etkileyerek ciddi rahatsızlıklara yol açmaktadır.
Aynı șekilde ergonomik olmayan ofis mobilyalarının boyun, bel, omurga, kol ve bileklerde, doğru bir mühendislikle üretilmemiș mekanizmaların ise sıkıștırma, ezme gibi nedenlerle ellerde yol açtığı yaralanma ve travma konuları, iș hukuku açısından çalıșanlar ve ișverenler arasında dava konusu olușturmaktadır.
Boyun ve bel fıtığı bașta olmak üzere kas yorgunluğu, genel rahatsızlık ve huzursuzluk, düșük verim, ekipmana bağlı yaralanma ve sakatlanmalar ergonomi alanına giren bașlıca sorunlardır.
Bu sorunlar, sağlık harcamaları gibi direkt maliyetler biçiminde olabildiği gibi kayıp zaman, verimlilik ve motivasyonda azalma, geçici çalıșanlar gibi dolaylı maliyetler olarak da ortaya çıkabilmektedir.
Ergonomiye bağlı sakatlıkların vaka bașına gerçek maliyetinin 60,000 - 80,000 USD bandında hesaplandığı gelișmiș ekonomilerde, ofis ergonomisine bağlı ișverenin hukuki sorumlulukları, iș sağlığı ve güvenliği (ISG) sorumlulukları ile aynı șekil ve șartlarda ele alınmaktadır..
Ofiste çalıșan sağlığına yapılan doğru yatırımla, hem birey hem de organizasyon performansında anlamlı sonuçlar görülmektedir.
Nurus, farklı ihtiyaç ve çalıșma șekilleri için tasarladığı çalıșma koltuk ve mekanizma platformları ile sağlıklı ve güvenilir bir çalıșma ortamı sunar.
Nurus, özel olarak geliștirilen yüksek teknolojiye sahip koltuk platformları sayesinde en üst seviyede kișiselleștirilebilen mekanizmalara (Fluid Motion®, Fluid Motion Plus®, Pro Support®) sahip koltuklarının yanı sıra, ayar gerektirmeyen, paylașılan çalıșma ortamları ve dinamik ofisler için geliștirilmiș, kullanıcısının ağırlığına göre tepki veren otomatik mekanizmalara (Dyna Support Plus® ve Dyna Support®) sahip çalıșma koltukları gibi, yeni nesil çalıșma kütürünü anlayan ve bu ihtiyaçları karșılayan ürünler üretmektedir.
Teknoloji, tecrübe ve ileri mühendisliğin ustaca bulușmasıyla, sadece bir çalıșma koltuğunun çok ötesinde!
Uzun süre aynı pozisyonda oturmak insan anatomisine uygun değildir!
Dinamik oturma pozisyonu, ofis koltuğunun manuel veya otomatik olarak doğru ayarlanmıș bir sırt direnciyle çalıșma sırasında vücudun hareket etmesine izin vererek kas ve eklemlerin çalıșmasını, hatta vücudun dengeyi korumak için mikro kasılımlar yapmasını sağlamaktadır.
Hayatımızın ortalama 15 yılını oturarak geçiriyoruz. Bu nedenle, omurga ve boynumuzu koruyacak bir oturma alıșkanlığı çok önemlidir.
İyi tasarlanmış ve vücudumuzu destekleyen ergonomik bir koltuk,
sağlığımızı ve verimliliğimizi korur.
Nurus ürünlerinin sağlık ve dayanıklılık testlerini sektöründe ileri gelen Alman șirketi LGA ve Türk Standartları Enstitüsü ile birlikte yürütmektedir.
Nurus tüm koltuklarda insan anatomisine uygun, omurgayı ve en önemlisi boynu koruyan, yaralanma ve travmaları engelleyen mekanizmalar kullanılmaktadır. İnsan sağlığını tehdit eden hiçbir kimyasal olmadan, sertifikalı malzeme ve ekipmanlarla,
45.000 m2’lik modern tesisinde uluslararası norm ve standartlara uygun bir üretim gerçekleștirmektedir.
Geleceğin ofislerini, ihtiyaçlarını, çalıșma șekillerini ve dolayısyla bu yapının ihtiyaç duyacağı ofis mobilyalarını tasarlamak üzere Nurus, Almanya’da Fraunhofer Enstitüsü ile ortak çalıșmalar yürütmektedir.
GS belgesi dünya çapında bilinen ve tüketicilere güven veren bir markadır. Çıkıș noktası ve ilk kullanım alanı Almanya olmasına rağmen, bütün dünyada sanayicilerin (Almanya’ya ihracatı olsun ya da olmasın) ürünleri için sahip olmayı amaçladıkları bir marka haline gelmiștir. Uzman mühendisler tarafından tam teçhizatlı laboratuvarlarda uygulanan detaylı güvenilirlik testleri, GS belgesi markasının müșteri tarafından tanınmasına ve itibar kazanmasına yol açmıștır. Alman firmaları, yasal bir zorunluluk bulunmamasına karșın, Almanya’da verilen ilave bir takım performans veya kalite ișaretleri talep edebilirler. Bu ișaretler olmadan ürünü pazarlamayı da kabul etmeyebileceklerdir. Bunlardan özellikle, mekanik ürünler için GS (Gepruefte Sicherheit) ișareti ve elektrikli ürünler için VDE (Verband Deutscher Elektrotechniker) ișareti önem tașımaktadır. Bu ișaretlerin kullanımı yalnızca belli durumlarda zorunlu olup, genelde yasal bir zorunluluk yoktur.
Her kumașın bașlangıç malzemesi elyaf ve ipliklerdir. Bunlar, dokunan kumașın ișlevi ve dizaynı için belirleyici faktördürler. Elyaf ve iplikler ne kadar çok yönlü olurlarsa, kumaș dizaynı da o kadar daha kaliteli olabilir. Sentetik elyaflar, kumașa ilave ișlev kazandıran ek niteliklerin entegre edilmesine imkan verirler.
Trevira güç tutușur elyaf ve iplik ürün gamıyla bu alanda öncülük etmiștir. Daha 1980 yılında, bu elyaf ve ipliklerden olușan ilk Trevira CS tekstil ürünleri piyasaya sürülmüștür. Onları özel kılan ise, önemli olan bütün yangın güvenliği standartlarını sağlıyor olmaları ve bunu yaparken de kimyasal apre ișlemlerine ihtiyaç duymuyor olmalarıdır. Sürekli olarak güç tutușur olan polyester elyafları, ișlevsel tekstil ürünlerinin yeni bir jenerasyonu için temel olușturmaktadır. Alev geciktirici özellikleri ne yıkamayla ortadan kalkmakta ne de eskimeye veya kullanmaya bağlı olarak kaybedilmektedir. Trevira 1982 yılında bu ürün için Alman endüstrisinin inovasyon ödülüne layık görülmüștür.
OEKO-TEX® 100 Standartı ișleme süreçlerinin her așamasında tekstiller ile ilgili hammaddelerin, ara maddelerin ve son ürünlerin zararlı madde içermemesini esas alan ve dünya çapında standart olan bir test ve sertifikalandırma sistemidir. Zararlı madde testleri resmen yasaklanmıș ve talimatlar ile sınırlandırılmıș maddeleri, sağlığa zararlı kimyasalları ve öncelikli sağlık tedbirleri ile ilgili parametreleri kapsamaktadır.
IMO sertifikasyonu, yangın test yöntemleri için kullanılan uluslararası bir koddur (FTP kodu) ve MED (Gemi Techizatı Direktifi) ile beraber sunulur. Bu sertifika alev almazlık test yöntemlerinde bașarılı olan ve duman ile toksisite testlerini geçen ürünlere verilir. IMO sertifikası tüm yolcu gemileri ve ticari gemiler içinde kullanılacak hammaddeler için zorunludur.
Kumașınızın, çok kısa süreler içerisinde birkaç taneden milyonlarca adede ulașabilen mikrop ve bakterilere karșı korunması için tasarlanmıș antibakteriyel bir üründür. Uygun șartlar altında çok hızlı çoğalabilen mikrop ve bakteriler için ideal ortamlardan biri olan kumașınız, bu malzeme sayesinde zararlıların istilalarına karșı sürekli olarak korunur. Sanitized’ın bakteri, mantar ve ev akarlarına karșı etkili olduğu, test sonuçlarıyla șüpheye yer kalmayacak biçimde kanıtlanmıștır. Bu kumaș ayrıca, mikro organizmaların neden olduğu kötü kokuları ve çirkin görüntüleri de engeller. Hijyen ve korumada bașı çeken malzemelerden olan Sanitized, kumașın çürümesine yol açan küf ve mantarları da yok eder. Bu malzeme, OECD 404-406 Sertifikası’na sahiptir.
Avrupa tarafından bilinen ve Çiçek sembolü ile ifade edilen Avrupa Birliği Eko-Etiketi, çevreye olan zararlı etkileri düșük, ürün ve hizmetlerde kullanılabilen bir etikettir. Gönüllülük esasına dayanan ve tüketicilerin çevre dostu ürünlere yönelmesini öngören bu sistemin ülkemizde uygulanmasının bașlaması ile birlikte üreticiler açısından da Eko-Etiketli ürünler için teșvik ve uluslararası pazarlara girebilmede avantaj olușturacaktır.
GREENGUARD Environmental Institute, kullanıcılara insan sağlığını koruyan ve yașam kalitesini iyileștiren, iç hava kalitesi yüksek ortamlar sunulmasını amaçlamaktadır. Hedeflenen bu amacı gerçekleștirebilmek adına, bu koșulları sağlayan bina içinde kullanılan tüm ürünleri bu kapsamda sertifikalandırmaktadır. Çevresel kirleticilerin içeriğini sınırlayan üretimler sayesinde iç ortamda insan sağlığını tehdit etmeyecek oranda kimyasal salımı yapan malzemelerin kullanımını teșvik etmektedir. GREENGUARD sertifikası en kapsamlı sürdürülebilir bina programları (LEED / BREEAM) ve kanunlar tarafından tanınmıș dünya çapında kabul edilen bir sertifikadır.