Ofislerde Zaman ve Mekan Sınırları Ortadan Kalkıyor
Ofiste Yaşam
Ofis yaşamı, hayatımızın bir parçası olduğu günden bugüne sosyal davranışlar, demografik yapı, mimari, ekonomi ve teknoloji gibi çok sayıda etkenle pek çok değişim geçirdi. 2000li yıllardan itibaren ise, küçülen elektronik cihazların ve ulaşılabilir internetin yaygınlaşmasıyla daha büyük bir değişim yaşadı.
Bugün, işler ve yapılış şekillerinin değişmesinin yanı sıra belirli saatler arasında ofis içinde olmayı gerektiren geleneksel iş yaşamı etkisini kaybediyor ve iş yaşamında yeni bir dönem başlıyor. Bu durum, ofislerin öldüğü ya da öleceği anlamını taşımıyor.
Ofis, yalnızca bir bina olmaktan uzaklaşarak fiziksel, kültürel ve görsel alanlardan oluşan daha önemli bir yer haline geliyor.
Hepsiburada.com Ofisi
Tüm bu değişim sonucunda ortaya çıkan ve hızla yayılan ‘ofislerin sınırsız doğası’, ofis tasarımının, yönetim ve kullanım şekillerinin yanı sıra işin doğasını da bütünüyle etkiliyor. Çalışanlar teknoloji ve mekan arasındaki ilişkiyi yeniden keşfediyor ve tanımlıyorlar. Farklı işler ve birimler arasındaki keskin sınırlar giderek silikleşiyor ve yakın bir gelecekte bu sınırların ortadan kalkacağı öngörülüyor. İşler ve çalışanlar bütünleşiyor.
Bugün, çalışma hayatında en belirgin değişimi, serbest çalışanların ve küçük ölçekli firmalarının sayılarındaki artışta görüyoruz. Giderek daha az sayıda çalışan, ömür boyu sürecek bir kariyer yolu çiziyor ve tam zamanlı çalışmaya yöneliyor.
Geleneksel ofisler yerini mekan ve zaman sınırlarının olmadığı yeni bir çalışma dönemine bırakıyor.
Araştırmalar, serbest çalışanların daha az kazandıklarını ve çağdaşlarından izole olduklarını; ancak daha mutlu olduklarını ve çalışmaktan daha fazla keyif aldıklarını gösteriyor.
Serbest çalışanlar, uzun vadeli kiralama yapmıyorlar ya da sabit bir yerde olmayı tercih etmiyorlar. Diğer hizmetlerde olduğu gibi, artık çalışanlar ofisleri tüketiyor ve evlerinde, kafelerde ya da müşteri tesislerinde çalışıyorlar.
Ekip çalışmaları emlak piyasası kadar ofis tasarımının alışılmış yapısını da değiştiriyor.
N11.com Ofisi
Araştırmalar, kısa ve orta vadede emlak pazarını olumsuz etkileyen en önemli sebepler arasında esnek çalışma ortamlarının, yeni teknolojilerin ve ekip çalışmalarının yaygınlaşması olduğunu gösteriyor. Abonelik sistemiyle çalışan, özellikle girişimciler ve serbest çalışanlara yönelik olarak geliştirilen yeni ‘ortak çalışma alanları’, ofis kiralamaktan daha ekonomik ve keyifli bir çözüm sunuyor.
Ortak çalışma alanları, çalışanların bir yere bağlı kalmasını gerektirmiyor. Bir kısmı şehrin farklı bölgelerinde bir kısmıysa ülkenin pek çok yerinde hizmet vererek çalışmayı kolaylaştırıyor ve geleneksel ofislere duyulan ihtiyacı azaltıyor. Geleneksel yönetim şekilleri de böylece işlevini yitiriyor.
Çalışanlar giderek daha hareketli bir çalışma şekline yöneliyorlar ve ofis tasarımları da buna bağlı olarak kafeler ve otel lobileri gibi kamusal alanlarla işlevsel ekip çalışmaları alanlarının bir birleşimine dönüşüyor.
Esnek ve Hareketli Çalışma Kültürü: Aktivite Temelli Çalışma
Çalışanlar nerede, ne zaman, nasıl ve kiminle çalışacağına kendisi karar veriyor. Bu da teknolojiye erişimin önemini artırırken hem işveren hem de çalışan için belirli bir yerde olmanın önemini azaltıyor.
Aktivite temelli, dinamik çalışma yöntemi, çalışana daha kaliteli ve zengin bir iş deneyimi sunarken işverene de yüksek performanslı ve kuruma bağlılığı yüksek çalışanlar kazandırıyor.
Ofis tasarımları, hem serbest çalışmaya hem de geleneksel işlerde çalışanlara uygun olarak yeniden düzenleniyor. Ofisler yok olmuyor, ancak çalışanların ihtiyaçlarına ve isteklerine uygun olarak değişiyorlar.
Pitstop
Bütüncül Ofis Tasarımı
Bütüncül ofis tasarımı fikri, geçmişte, özellikle engelli çalışanlar için iş yerinin erişilebilir olmasıyla ilişkilendirilen, fiziksel işlevlerle ilgili bir konu olarak ele alınıyordu. Fakat bugün, tüm çalışanların fiziksel, zihinsel ve psikolojik ihtiyaçlarını karşılayacak tasarımlar öne çıkıyor.
Araştırmalara göre, yeni ofis kurgusuna duyulan ihtiyacın ana sebepleri arasında çok nesilli bir iş gücünün ortaya çıkması yatıyor. Bir arada çalışan ve farklı ihtiyaçlara sahip dört nesli kapsayacak, esnek ve dinamik bir iş yeri oluşturmak gerekiyor.
Bir diğer etkense, kişiliğin, çalışmak için tercih edilen ortam üzerinde büyük bir etkiye sahip olması. Ortak alanlar ve açık ofisler gibi modern ofis tasarımları, dışa dönük olanlara hitap ederken içe dönük olanlar kişisel çalışma alanlarına yöneliyorlar.
Yapılan araştırma ve çalışmalar sonucunda; ofis tasarımında insanların karakter, yetenek ve yaş farklılıklarının tamamı göz önünde bulundurularak kapsamlı bir kurgu oluşturmak gerektiği ortaya çıkıyor. Ayrıca; çalışanlara, nerede ve nasıl çalışacaklarına karar verme özgürlüğü ve seçenekler de sunmak gerekiyor. Bütüncül ofis tasarımında, bir dizi aktivitenin bir binada gerçekleştirilmesi sağlanırken çalışanların üretken ve mutlu olabileceği bilinçli seçimler yapmalarına yardımcı olan, yeni bir kültür meydana geliyor.
İş yeri tasarımında kuruluş; görüşü, sağladığı ürün ve hizmetler gibi kültürünü de açık bir şekilde yansıtabilmelidir. Aynı şekilde, ofis, çalışanların ilgisini canlı tutabilmeli; yaratıcılığını ve üretkenliğini artırabilmeli ve çalışanları işbirliğine yönlendirmelidir.
Çalıştıkları yerden gurur duyan çalışanların, etkili bir şekilde işlerini yapacak araç ve kaynaklara sahip olduklarında kuruluşlarının en iyi savunucuları olduğu biliniyor. Günümüzün yetenek ve üretkenlik savaşında, iş yeri tasarımının, teknoloji ve çalışma kültürünün bütünleşmesi bu savaşta en etkili silah olarak görülüyor. İnsanın en önemli yatırım olduğu göz önüne alınırsa, çalışanların sağlığında ve üretkenliğine yapılacak küçük bir katkı bile bir kuruluşun başarısında büyük bir etkiye sahip olabiliyor.
Ofis Tasarımı ve Sağlıklı Yaşam
Ofis içinde çalışmak hem fiziksel hem de psikolojik olarak zararlı olabilir. İşyerinden kaynaklanan sorunlar için, temel sağlık ve iş güvenliği mevzuatına uygun olarak pek çok çözüm geliştirilebilir. Fakat, çalışanların daha mutlu, sağlıklı ve üretken olabilmesi için temel kuralların birkaç adım daha ötesine geçmek gerekiyor.
Aydınlatma: Gün ışığından faydalanabilmenin yanı sıra farklı türlerde ve seviyelerde aydınlatılmış çeşitli çalışma alanlarının varlığı ofislerde eşit derecede önemlidir.
Hava Kalitesi: Çalışma süresi boyunca çalışma alanlarının sıcaklığı ‘makul’ bir seviyede tutulmalıdır. Isıtma-soğutma sistemlerinin kontrolü konusunda çalışma alanını kullananlara sıcaklığı değiştirebilme özgürlüğü sunulmalıdır. Bunların yanı sıra temiz hava ihtiyacı da hesaba katılmalı, çalışanları dışarıya çıkmaya teşvik eden bir ofis tasarımı yapılmalıdır.
Ergonomi: Ofiste sağlık için en iyi başlangıç noktası, ergonomidir. Fakat genellikle sağlık sorunlarını hafifletmeye yönelik adımlar atmak yerine refahı ve sağlığı geliştirecek bir bakış açısı kazanmak gerekiyor.
Ofiste sağlığı geliştirmek için sağlıklı materyaller ve çalışma koltukları kullanmanın yanı sıra çalışanlar, hareket etmeye teşvik edilmelidir.
Akustik Kalitesi: Son yıllarda giderek artan gürültü sorunu, açık ofislerin yaygınlaşmasıyla sürekli hale gelmiştir. Araştırmalar, ilgisiz gürültünün odaklanmayı zorlaştırdığını, stresi artırdığını ve iş doyumunu azalttığını gösteriyor.
Akustik kalitesini artırmak için mimari düzeydeki geliştirme ve düzeltmelerin yanı sıra iç tasarımda; mobilya ve döşeme seçiminde de dikkatli davranmak gerekiyor.
Materyal ve Renk: İşyerindeki yeniliklerden biri de malzeme, renk ve kaplama seçeneklerinin zenginliği. Yeni malzemeler geliştirilirken aynı zamanda tasarım ve imalat teknolojileri de gelişiyor. İnsanların ve kuruluşların zevklerini, değerlerini ve kimliklerini ifade edebilecekleri daha fazla seçenek sunuluyor.
Ofis tasarımında çeşitli aktivitelere uygun olarak kurgulanan çalışma alanlarında ve sosyal alanlarda öne çıkartılmak istenen duygulara ve kullanım amaçlarına yönelik olarak renk ve materyal seçimi yapmak gerekiyor.
Tüm bu veriler bir araya getirildiğinde, sınırsız ofis, geleneksel ofisin yerini alan bir mekan türünü değil; insanların ilgisini çeken, bulunmaktan ve kullanmaktan hoşlandığı, teknolojinin entegre olduğu, yaratıcılığı ve deneyimi zenginleştiren yeni alan biçimlerinin oluşturulmasını ifade ediyor.