Sağlıklı Ofislerin Anahtarı: Hareketlilik
Ofiste Sağlık
Sağlıklı Ofislerin Anahtarı: Hareketlilik
Bilgiler, iş birliği içinde çalışmalar yürüttüğümüz Gazi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü öğretim üyeleri Prof. Dr. Nevin Aysel Güzel ve Doç. Dr. Nihan Kafa ile yaptığımız röportajdan derlenmiştir.
İş yaşamında sağlığımıza zarar veren ve kalıcı sağlık sorunları yaşamamıza sebep olan ana unsur, yalnızca oturmak değil; uzun süre yanlış pozisyonda oturmak ve kısa molalar dışında, çalışma süresini hareketsiz geçirmek.
Bugün, pek çok işin bilgisayar kullanımı gerektirmesi, internete bağlı olma zorunluluğu; çizim, tasarım ve yazılım gibi durağan pozisyonlarda yapılan işlerin artması, hareketsizlik ya da hipokinetik hastalıkların ortaya çıkmasında ve literatüre girmesinde en büyük etken. Bunun yanı sıra ergonomik ve sağlıklı olmayan çalışma koşulları da ofis çalışanlarının pek çok sağlık sorunu yaşamasına sebep oluyor.
Ofis çalışanlarında en fazla karşılaşılan ve her iki kişiden birinde karşılaşılan problemler ise, omurga başta olmak üzere kas-iskelet sistemiyle ilgili ağrılı sorunlar.
Son yıllarda yapılan araştırmalar; oturma, ayakta durma ve yürüme eylemleri arasında kuracağımız akıllıca bir denge ile yalnızca fiziksel değil, zihinsel ve ruhsal sağlığımızı da koruyabileceğimizi gösteriyor. Bu da bütünsel bir iyilik ve refah halinin gelişmesini sağlıyor.
Uzun süre oturarak çalışmanın ve hareketsiz yaşam tarzının; dolaşım sistemi problemleri, kas-iskelet sistemi problemleri, obezite, diyabet, boyun ve bel fıtığı gibi çok sayıda kalıcı sağlık sorununa sebep olduğu, bugün herkes tarafından biliniyor. Bu konu hakkında yapılan çok sayıda araştırma sonucunda sıklıkla karşımıza çıkan ‘oturmak bizi öldürüyor’ temalı haber ve makalenin gerçekliğini ise tekrar değerlendirmek gerekiyor.
Gerçek şu ki, uzun süre yanlış pozisyonda oturmak, hem işte hem de evde hareketsiz bir yaşam geçirmek, sağlıklı beslenmemek ve düzenli egzersiz yapmamak bir araya geldiğinde sağlık sorunlarına sebep oluyor.
Hareketsiz yaşama ilişkin yapılan araştırmaların pek çoğu fiziksel sağlığımıza odaklanıyor olsa da son yıllarda yapılan araştırmalar, hareketsiz yaşamın zihinsel ve psikolojik sağlığımız üzerinde de olumsuz etkileri olduğunu gösteriyor.
Araştırma sonuçlarına göre, günümüzün büyük bir bölümünü geçirdiğimiz iş yaşamında duruş ve pozisyon değişikliklerine imkan sağlayan mekanlar, bütünsel iyilik halimizi geliştiriyor. Oturmak, ayakta durmak ve yürümek arasında bir denge sağlandığında odaklanmanın, motivasyonun, enerjinin ve verimliliğin de arttığı gözlemleniyor.
Sağlıklı Yaşamın Anahtarı: Otur-Ayağa Kalk-Yürü
Sağlıklı bir ofis, bu üç aktivitenin dengeli bir şekilde gerçekleşmesine olanak sağlayacak şekilde kurgulanmalıdır.
Oturmak
Oturarak çalışmak, işe daha kolay adapte olmamızı sağlıyor ve en yüksek performanslı işler genellikle otururken yapılıyor. Oturmak, uzun süre ayakta durmanın ayaklar, bacaklar ve bel üzerindeki yükünü azaltıyor, bedenin ve birçok kas grubunun dinlenmesine yardımcı oluyor.
Tüm bu olumlu etkilerine rağmen oturmanın tek başına faydalı olmadığını, duruşumuzun ve kullandığımız çalışma koltuğunun da önemli olduğunu; monitörün yerleşiminden açısına, klavye ve farenin yerleşiminden ekran parlaklığına kadar pek çok unsurun doğru ve sağlıklı bir biçimde düzenlenmesi gerektiğini de unutmamalıyız.
- Oturma süresince belirli aralıklarla ayağa kalkmalıyız,
- Belimizde, bacaklarımızda ve boynumuzda oluşan baskıyı azaltmak için esneme ve germe egzersizleri yapmalıyız,
- Oturma süresince omurgamızı ve belimizi destekleyen, hareketlerimize uyum sağlayan ve farklı duruşlara imkan veren sağlıklı bir performans koltuğu kullanmalıyız.
Ayakta Durmak
Araştırmalar, oturmak ve ayakta durmak arasında dengeli bir geçiş yapmanın odaklanmayı güçlendirdiğini; motivasyonu, enerjiyi ve verimliliği arttırdığını gösteriyor. Ayakta durmak, kan akışını ve metabolizmayı hızlandırarak uzun süre oturmanın bedende oluşturduğu baskı ve stresi azaltıyor.
Çalışanları ayakta durmaya teşvik etmek için yüksekliği ayarlanabilir çalışma masaları kullanılabilir, ekip çalışmaları ve spontane toplantılar için yüksek masalı çalışma alanları oluşturulabilir.
Yürümek
Modern tıp, sağlıklı olmak için hareketli bir yaşam tarzının gerekliliğini savunuyor. Bu yüzden çalışma alanlarında, farklı oturma pozisyonlarını destekleyen çok sayıda alan oluşturmak yerine; çalışanları hareketliliğe teşvik eden ve farklı duruş ve pozisyonları destekleyen mekanlar kurgulamak gerekiyor.
Aktivite temelli çalışmanın yaygınlaştığı ve her an her yerde çalışmayı mümkün kılan mobil ve esnek çalışma kültürünün artması, işi, oturarak yapılan bir eylem olmaktan çıkarıyor.
Sağlıklı Yaşam Kültürü Ofiste Başlıyor
Hareketliliğe teşvik eden ofisler, çalışanların iş dışındaki hareketsiz yaşamlarıyla yüzleşmelerini sağlıyor. Otur- ayakta dur- yürü stratejisini uygulayan firmalarda çalışanlar, bunu bir yaşam felsefesi olarak benimsemeye daha yatkın oluyorlar.
Hareketli yaşamın hem çalışanlara hem de firmalara katkısı, fiziksel sağlığın korunmasının ve sağlık harcamalarının düşmesinin yanı sıra potansiyel çalışanlar tarafından tercih edilme oranının artmasına, çalışanlar arasındaki ilişkinin ve etkileşimin güçlenmesine, kurum bağlılığının artmasına, daha güçlü bir organizasyon yapısının kurulmasına ve çalışanların enerji ve motivasyonlarının artmasına da yardımcı oluyor.