Ofiste Aydınlatma Kalitesinin Önemi

Ofiste Sağlık

Ofiste Aydınlatma Kalitesinin Önemi

Gün ışığı ve yapay aydınlatma sistemleri, günlük hayatımızı sürdürmemizde ve görsel ihtiyaçlarımızı karşılamamızda büyük önem taşıyor.

Aydınlatma tasarımı, öncelikli olarak mekan ve nesneleri algılayabilmemiz için görsel konfor sağlamayı amaçlasa da ışık ve aydınlatma üzerine yapılan araştırmalar, aydınlık-karanlık dengesi ile aydınlatma kalitesinin biyolojik ritmimiz, yaşam ritmimiz, duygularımız, ruh halimiz ve düşüncelerimiz üzerindeki etkisinin göz ardı edilemeyecek kadar fazla olduğunu gösteriyor.

Sağlığımızı korumak; hormonlarımızın düzenlenmesi, biyoritmimizin ayarlanması ve biyolojik saatimizin doğru çalışabilmesi için günün süreçlerine uyum sağlamanın gerekli olduğu konusunda ciddi bulgular bulunuyor. 

Günün ilk ışıkları hem doğada hem de bedenimizde aktif bir döngünün başlamasını sağlıyor. Sabah ışıklarıyla seratonin, adrenalin ve kortizol üretmeye başlıyoruz. Bu da enerji seviyemizi artırıyor, uykulu olma halini ortadan kaldırıyor ve bağışıklık sistemimizi güçlendiriyor. Günün ilerleyen saatlerinde ise; vücut döngümüz yön değiştiriyor ve enerji seviyemiz düşüyor, dinlenmeye ihtiyaç duyuyoruz.

Aydınlık ve karanlığın yanı sıra mevsim değişimlerinin de sağlık, iyi hissetme ve zindelik üzerinde etkili olduğuna ilişkin pek çok araştırma bulunuyor. Araştırma sonuçları, yetersiz gün ışığının hormon sisteminde düzensizliklere, dikkat eksikliğine, uykulu olma haline, yorgunluğa, düşük ruh haline sebep olduğunu ve kaza riskini, stresi, gerginliği ve depresyon oranını artırdığını gösteriyor. Gün ışığının yeterli seviyede olduğu ya da yeterince aydınlatılan alanlarda ise insanların kendilerini daha iyi hissettiği, motivasyon ve memnuniyetlerinin arttığı gözlemleniyor.

Hasta Bina Sendromu


Dünya Sağlık Örgütü, 1998 yılında yayımladığı ve dünya çapında çok sayıda binanın sağlık problemlerinin sebebi olabileceğini açıkladığı raporunda, tıp literatüründe de yer alan Hasta Bina Sendromu tanımını kullanıyor.

Bugün, ofislerin yanı sıra hastane ve okullar gibi pek çok kapalı alanda karşılaştığımız hasta bina sendromu, genellikle binada geçirilen zamanla ilişkilendiriliyor ve sebepleri arasında stres, yönetim şekli, ortam sıcaklığı, nem oranı, yetersiz hava kalitesi, yetersiz akustik kalitesi ve yetersiz aydınlatma kalitesi gibi çok sayıda etkenin bulunduğu düşünülüyor.

Hasta bina sendromu, belirli bir hastalığa bağlı olmadan; yorgunluk, halsizlik, göz yanması, mide bulantısı, baş dönmesi ve baş ağrısı gibi sağlık sorunlarının yaşanmasına sebep oluyor ve semptomlar, binadan uzaklaşıldığında genellikle ortadan kalkıyor.

Araştırmalar, dış ortamla fiziksel ya da görsel temasın bulunduğu, büyük ve geniş pencerelerin yer aldığı ve gün ışığının baskın olduğu ofislerde hasta bina sendromunun daha az görüldüğünü ortaya koyuyor.

Ofislerde Aydınlatma Tasarımı

Kapalı alanlarda giderek daha fazla vakit geçiriyoruz ve bu durum, fiziksel sağlığımızın yanı sıra psikolojik ve zihinsel sağlığımızı korumamızı da zorlaştırıyor. İç mekanda sağlığımızı korumak ve tam iyilik halini sürdürebilmek için dengeli beslenme ve düzenli egzersiz yapmanın yanı sıra iç mekan hava kalitesinin, akustik kalitesinin ve aydınlatma kalitesinin yüksek olması; kullanılan malzemelerin sağlığa zararlı kimyasallar içermemesi, uluslararası sağlık ve güvenlik standartlarına uygun mobilya ve çalışma araçlarının kullanılması ve hava sirkülasyonunun sağlanması gerekiyor.

Uzun yıllardır sürdürülen çalışmalar, aydınlatma kalitesi yüksek mekanların insan sağlığını ve ruh halini olumlu yönde etkilediğini ve dolayısıyla yaşam kalitesini iyileştirdiğini bunun da motivasyonu, enerjiyi, mekan memnuniyetini, işe devamlılığı, başarı oranını ve performansı yükselttiğini ortaya koyuyor. 

 


Aydınlatma kalitesi düşük alanlarda ise göz sağlığının bozulduğu; yorgunluğun, dikkat eksikliğinin ve stresin arttığı gözlemleniyor.

Uluslararası standartlara göre yapılan bir aydınlatma kurgusunda; mekanın işlevsel ve biçimsel özellikleri, büyüklüğü, pencerelerin konumu, içeride kullanılacak mobilya ve aksesuarlar da göz önüne alınmalıdır. Ayrıca ışığın rengi, renk sıcaklığı, renk geriverimi, açılar, gün ışığıyla dengesi, aydınlık düzeyi ve yansıma gibi ışığın nicel ve nitel büyüklüklerine de dikkat edilmelidir.

Gün Işığı

Stresin azalmasına, biyoritmin düzenli çalışmasına; olumlu hislerin, motivasyonun ve verimliliğin artmasına yardımcı olduğu bilinen gün ışığından, ofis tasarımı yapılırken mümkün olan en yüksek seviyede faydalanmak gerekiyor.

Araştırmalar, küçük pencereler ve koyu renk camların kullanıldığı, yeterince gün ışığı almayan alanların stresi ve gerginliği artırdığını; doğal ışık değişimlerinin ise zihinsel olarak rahatlamamızı sağladığını gösteriyor.

 

Yüksek aydınlatma kalitesinin yararları;

  • Yaşam konforunun ve kalitesinin iyileşmesi,
  • Görme yeteneğinin artması,
  • Göz sağlığının korunması,
  • Yeterli görememeden kaynaklanan hata payının azalması,
  • Doku ve yüzeylerin doğru olarak algılanması,
  • Çevrenin doğru algılanması,
  • Renklerin doğru görülmesi,
  • Güvende olma duygusunun yükselmesi,
  • Olumlu duygularda artış,
  • Enerjinin yükselmesi,
  • Biyoritmin düzenli çalışması,
  • Motivasyonun ve mekan memnuniyetinin yükselmesi.


Aydınlatma Kalitesini Belirleyen Unsurlar

Aydınlatma tasarımı sürecinde aydınlık düzeyi, düzgünlüğü, renk geriverimi, kontrast, gölge-aydınlık dengesi ve kamaşma gibi ışığın niceliğinin ve niteliğinin tanımlanması ve ölçülmesinin yanı sıra yapının işlevi, mekanda gerçekleştirilecek aktiviteler, mekanın günün hangi zaman diliminde kullanılacağı, mimari özellikler, teknik gereklilikler, enerji verimliliği ve yapının yer aldığı coğrafi konum gibi pek çok kriter değerlendiriliyor.

Daha kaliteli ve konforlu bir yaşam ve çalışma alanları oluşturmak için her bir bireyin aynı seviyede aydınlatmaya ihtiyaç duymayacağı göz önüne alınmalıdır. Kullanım amacına ve süresine göre aydınlatma tasarımı yapılan mekanlarda, aydınlatmanın yüksekliği ve düşüklüğü sensor ya da kontrol sistemleriyle ihtiyaca göre ayarlanabilmelidir.

 

 

Avrupa’nın en büyük uygulama temelli araştırma organizasyonu Fraunhofer IAO’nun Türkiye’den tek iş ortağı ve Office21® proje partneri olarak geleceğin mutlu ve sağlıklı ofislerini oluşturma hedefimizde, araştırma ve çalışmalarımızı sürdürmeye devam ediyoruz.

Fraunhofer IAO ve Office21® hakkında daha detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz.

 

 

Lütfen cihazınızı yatay konuma getiriniz.